Bebekler anne karnında geçirdikleri süre boyunca pek çok hastalığa maruz kalabilirler. Bu hastalıkların bazıları bebeklerin hayatını tehlikeye sokabilir. Bu yazıda, anne karnındaki bebeğin karşı karşıya kalabileceği 12 önemli hastalık ve belirtileri hakkında bilgi verilecektir.
Bunlar arasında Alman kızamığı, polio, beyin ve kafa anomalileri, sifiliz, madde bağımlılığı, toksoplazmozis, CMV, zika virüsü, Lyme hastalığı ve benzerleri yer almaktadır.
Bu hastalıkların bazılarına karşı aşılamalar yapılsa da, bazılarına karşı bir koruma olmayabilir. Anne adaylarının sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeleri, düzenli doktor kontrolleri yapmaları ve gerekli önlemleri almaları önemlidir.
Bebeklerinin sağlığı için anne adayları her türlü olası hastalığı ve belirtilerini öğrenerek koruyucu tedbirler almalıdırlar. Tabii ki, sağlıklı bir hamilelik dönemi için de hijyen kuralları ve beslenme konuları gibi konulara da dikkat edilmesi gerekmektedir.
- Alman kızamığı (Rubella)
- Polio
- Beyin ve kafa anomalileri
- Sifiliz
- Madde bağımlılığı
- Toksoplazmozis
- Cytomegalovirus (CMV)
- Zika virüsü
- Lyme hastalığı
Hamileler bu hastalıklara maruz kalmaktan kaçınmak için doktor kontrollerine düzenli gitmeli, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeli ve gerekli önlemleri almalıdır.
Rubella (Alman Measles)
Rubella, Alman kızamığı, hamilelik sırasında bebeğe ciddi zararlar verebilen bir hastalıktır. Bebeğin organları, kulakları, gözleri ve kalbi gibi birçok sistemi etkileyebilir. Bu nedenle, ebeveynler bebeğin rubella virüsüne maruz kalmasını önlemek için aşı yaptırmalı ve enfeksiyon belirtileri gösteren kişilerle teması sınırlamalıdır. Ruamella, özellikle gebeliğin ilk aylarında bebeğin küçük beyin gelişmesi gibi kalıcı hasarlara yol açabilir.
Polio
Polio virüsü, anne karnındaki bebeğin sinir sistemini etkileyen bir virüstür. Bu hastalığa yakalanan bebeklerde felç, kas zayıflığı ve hatta ölüm meydana gelebilir. Hamile kadınlar, polio virüsüne karşı aşılanmalıdır.
Anne karnındaki bebeğin polio virüsü ile karşılaşması, enfekte bir kişiden aldığı virüs nedeniyle olabilir. Polio virüsü bulaşıcı bir hastalıktır ve kişiden kişiye yayılabilir.
Bebekler polio virüsüne maruz kaldıklarında, solunum problemleri, kas güçsüzlüğü, baş ağrısı, yüksek ateş ve uyuşukluk gibi semptomlar gösterebilirler. Bu semptomlar, bebeğin doğumundan sonra da ortaya çıkabilir.
Polio virüsü, özellikle endüstriyel olmayan ülkelerde hala büyük bir tehdit oluşturur. Hamile kadınların, polio virüsüne karşı aşılanarak, hem kendi sağlıklarını hem de bebeğin sağlığını korumaları önemlidir.
Kafa ve Beyin Anomalileri
Bebeğin beyin ve kafası sıkça şiddetli anomalilere maruz kalabilir. Örnek olarak, kafa ve beyin anomalilerinden birkaçı şöyle sıralanabilir:
- Mikrosefali: Bebeğin kafası normalden daha küçük olduğu için bebeğin beyin gelişimi olumsuz yönde etkilenebilir.
- Hydranencephaly: Bebeğin beyin dokusunun büyük bir kısmı yoktur.
- Holoprosensefali: Bebeğin beyni normalden daha az parçalara bölünmüştür.
Bu anomalilerin belirtileri erken tanı yapılarak öğrenilebilir. Bu nedenle, doktor kontrolleri ve gerekli testler hamileliğin her aşamasında önemlidir.
Hydrocephaly
Hydrocephaly, bebeğin beyin ve kafasındaki aşırı sıvı birikimine bağlı olarak oluşan bir hastalıktır. Bu durum, bebeğin beynindeki baskıyı arttırarak ilerleyen beyin hasarı ve ölümle sonuçlanabilir. Hydrocephaly, bebeğin normal beyin gelişimini olumsuz etkiler ve çeşitli belirtilere neden olabilir. Bunlar arasında başın büyümesi, kutuplaşma gösteren gözler ve huzursuzluk yer almaktadır.
Hydrocephaly’nin tedavisi, bir drenaj tüpü veya beyin cerrahisi yoluyla mümkündür. Bebeğinizde bu hastalığa sahip olabileceğine dair bir şüpheniz varsa, çoğu durumda prenatal ultrasonla teşhis edilebilir ve tedaviye erken başlama fırsatı sunar.
Anencephaly
Anencephaly, bir bebeğin doğum öncesi dönemde beyin ve kafasında oluşan ciddi bir anomalidir. Bu durumda bebeğin beyni ve kafatası tam olarak gelişmez. Anencephaly, gebeliğin ilk birkaç haftası içinde meydana gelir. Bu durumun nedeni tamamen bilinmemektedir.
Anencephaly’in belirtileri arasında, yaklaşık birinci trimester sonunda yapılan ultrasonda olarak gözlenebilen, beyin ve kafatasının tam olarak gelişmemesi yer almaktadır. Bebeğin başının normal boyut ve şekilten daha küçük olması da belirtiler arasındadır. Ayrıca, beyin dokusunun yokluğu veya eksikliği vardır. Bebeğin doğumda hayatta kalması mümkün değildir ve bu nedenle anencephaly, genellikle ölü doğumla sonuçlanır.
Genetik faktörlerin anencephaly’in gelişimi üzerinde bir etkisi olduğuna inanılmaktadır. Özellikle folik asit eksikliği, anencephaly’in gelişimine katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Anne karnındaki bebeğin sağlığını korumak için, hamilelik döneminde folik asit takviyeleri önerilir.
Down Sendromu
Down sendromu, anne karnındaki bebekleri etkileyen bir genetik hastalıktır. Bu durum, bebeğin fazladan bir kromozom taşımasıyla oluşur. Down sendromlu bebeklerin, fiziksel ve zihinsel olarak gelişimlerinde sorunlar yaşamaları olasıdır.
Bu hastalık, genellikle gebeliğin ilerleyen yaşlarda gerçekleşmesiyle ilişkilendirilir. Anne adaylarının down sendromlu bir bebeği taşıma olasılığı, yaşları arttıkça artar.
Down sendromlu bir bebeği taşıyan kadınların prenatal test yapmaları tavsiye edilir. Bu testler, bebeğin down sendromlu olup olmadığını tespit etmek için yapılır. Ayrıca, annenin down sendromlu bir bebek taşıyıp taşımadığına dair genetik danışmanlık hizmeti de mevcuttur.
Bununla birlikte, down sendromlu bebeklerin doğumundan sonra, erken müdahaleler ve terapilerle, yaşamlarını daha iyi hale getirebilirler.
Sifiliz
Sifiliz, cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır ve hamile kadınlar bu hastalığı taşıdıklarında bebeklerine geçirebilirler. Bebeğin anne karnında sifilizle karşı karşıya kalması, ölü doğum, doğumda ölüm, görme ve işitme kaybı gibi sonuçlara yol açabilir.
Hamile kadınlar, gebeliğin başında rutin taramaları yaptırdıklarında sifiliz için de test edilmelidirler. Sifiliz hamilelik sırasında tedavi edilmezse, bebeklerin yarısından fazlası etkilenebilir. Tedavi aşamasında, doktorunuz gebeliğinizin hangi aşamasında olduğunu ve bebeğinize uygun bir tedavi planı belirleyecektir.
Sifiliz Belirtileri | Sifiliz Tedavisi |
---|---|
|
|
Hamile kadınlar, sifiliz dahil olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için korunma yöntemlerini öğrenmelidirler. Bu, hem kendileri hem de henüz doğmamış bebekleri için sağlıklı bir seçim olacaktır.
Madde Bağımlılığı
Madde bağımlılığı, anne karnındaki bebeğin gelişiminde ciddi hasara neden olabilir. Bebeğin doğumu sırasında bile olumsuz etkileri görülebilir. Anneye bağımlılık yaratan maddelerin tüketimi, bebeğin genellikle aşırı uyarılmasına ve huzursuzluğa neden olur. Bebekler, doğumdan sonra da geri çekilme semptomları yaşayabilirler. Bu semptomlar arasında titreme, kusma, kabızlık ve solunum sıkıntısı yer alır.
Madde bağımlılığı, bebeğin uzun vadeli gelişiminde de ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu sonuçlar arasında düşük doğum ağırlığı, düşük beyin hacmi, motor beceri ve iletişim sorunları yer alabilir. Ayrıca, madde bağımlısı annelerin bebekleri genellikle çevresel faktörlerden etkilenir. Bu çevresel faktörler, gözlemleme, ilgi ve sevgi eksikliği, yetersiz beslenme ve sağlık sorunları içerebilir.
Madde bağımlılığına maruz kalan bebekler, doğumdan sonra uzmanlık gerektiren tedavi süreci ile karşı karşıya kalabilirler. Bu tedavi, birçok farklı uzman doktor ve terapistle yapılabilir. Bebeklerin sağlığı konusunda endişeleriniz varsa, doktorunuzla görüşmek en iyi yoldur.
Toksoplazmozis
Toksoplazmozis, bir enfeksiyon hastalığıdır ve bebeğin anne karnında yüksek riskle karşılaşabileceği bir hastalık türüdür. Bu hastalık, çiğ veya az pişmiş et, kedi dışkısı ve kirlenmiş gıdalar yoluyla bulaşabilir.
Anne karnındaki bebeğe toksoplazmozis, nörolojik bozukluklar, görme problemleri, işitme kaybı, epilepsi gibi ciddi sorunlara neden olabilir. Bu hastalığın yaygın olduğu ülkelerde hamilelik öncesi aşılama yapılması önerilir.
Hamilelik sırasında toksoplazmozis teşhisi konulursa; bebeğin ve anne adayının iyileşme şansı, erken teşhis edilmedikçe düşüktür. Bu nedenle, hamileliğin ilk aylarında sürekli olarak doktor kontrolü yapılması önemlidir.
Cytomegalovirus (CMV)
CMV, gebelik sırasında anneden bebeğe bulaşabilen bir virüstür. Herhangi bir semptom göstermeyen birçok kadın, virüsü taşıyıcısı olabilir ve bebeğe bulaştırabilir. CMV, bebeğin beyinde ve diğer organlarında kalıcı hasarlara ve hatta ölümcül sonuçlara yol açabilir.
Bebeğin anne karnında CMV’ye maruz kalması, kan testi veya idrar testi yoluyla teşhis edilebilir. Aşı yoktur, ancak anneler enfeksiyon riskini azaltmak için el hijyeni, kondom kullanımı ve enfekte kişilerle temas etmekten kaçınmalıdır. Gebelik sırasında CMV virüsünden şüpheleniliyorsa, doktorla hemen görüşülmelidir. Bu, bir doğum öncesi sıvıların (amniyotik sıvı veya plasenta) test edilmesini içerebilir.
Bebeğin doğumdan sonra CMV geçirdiği tespit edilirse, doktorlar tedavi edebilirler, ancak önemli hasarlar meydana gelmiş olabilir. Bebeğin uzun vadeli sağlık sorunları yaşama olasılığı yüksek olabilir, bu nedenle erken tedavi ve takip önemlidir.
Zika Virüsü
Zika virüsü, sivrisinekler tarafından taşınan bir virüstür. Anne karnındaki bebekler zika virüsü ile enfekte olabilirler ve bu da mikrosefali denilen ciddi bir rahatsızlığa neden olabilir.
Zika virüsüne maruz kalmış anneler, bebeğin sağlığı açısından risk altındadır. Bu nedenle, hamile kadınlar zika virüsünden korunmak için önlemler almalıdır.
- Sivrisinek önleyici kullanın
- Doğal sivrisinek ilaçları kullanın
- Açık renkli, uzun kollu giysiler giyin
- Sivrisineklerin üremesi için uygun ortamlardan kaçının
Hamile kadınlar zika virüsüne yakalandığı takdirde, doktorlarına danışarak uygun tedavi yöntemlerini uygulamalıdırlar. Bu şekilde, bebeğin anne karnında sağlıklı bir şekilde büyümesine yardımcı olabilirler.
Lyme Hastalığı
Anne karnındaki bebeklerin Lyme hastalığına yakalanma ihtimali nadirdir, ancak yine de ölümcül sonuçlar doğurabilir. Lyme hastalığı, enfekte kenelerin ısırması sonucu bulaşan bir hastalıktır. Eğer anne, gebelik sürecinde enfekte bir kene tarafından ısırılır ve hastalığı edinirse, bebeğe de bulaşabilir.
Bebeğin Lyme hastalığıyla karşı karşıya kalması, genellikle doğumdan hemen sonra görülebilir. Bebeğin ciddi sağlık sorunları, solunum sıkıntısı gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bebeğin nörolojik sorunlara, felçlere veya ölüme neden olabileceği için, anne hamilelik boyunca kenelerin ısırmasına karşı dikkatli olmalıdır.
Hamilelik sürecinde, enfekte bir keneye maruz kalındığında, hemen bir doktora başvurmak ve gerekli tedaviyi almak önemlidir. Bebek için en iyi tedavi, hastalığı önlemektir. Bu yüzden, hamile bir kadın olarak, kene ısırıklarına karşı dikkatli olmalı, koruyucu önlemler almalı ve koruyucu giysiler giymelisiniz.